Zorlu Zamanlarda Hedeflerimizi Gözden Geçirelim mi?

< Geri dönün

Ocak 2026

KRM Bülten

Her yılın son ve bir sonrakinin ilk günleri doğal olarak bir yenilenme arzusunu ve çabasını da beraberinde getirir; anlamlı hedefler ve sağlam kararlarla, tazelenmiş bir motivasyonla derin bir nefes alarak kucaklarız Ocak ayını… Bununla birlikte; tazelenme, yenilenme motivasyonuyla yeni yıla girdiğimiz bugünlerde pek çok çalışan için bu geçiş; ekonomik belirsizliklerin, artan iş baskısının ve hızla değişen iş yaşamı ile toplumsal düzen dinamiklerinin gölgesinde gerçekleşiyor. Klasik yeni yıl hedeflerinin yetersiz kalabildiği bir dünyada yaşıyoruz.  Zira, neyi başarmak istediğimizin yanı sıra, zorlu süreçlerde kendimizi, tüm iş ve yaşam performansımızı nasıl ayakta tuttuğumuzun da büyük önem taşıdığı bir gündemin tam ortasındayız.

Krizli dönemlerde dayanıklılık, tercih edilen bir özellik olmanın ötesine geçerek temel bir yetkinlik haline gelir. Zorluklar karşısında toparlanabilme, baskı altında odağını koruyabilme ve belirsizliklere rağmen değer üretmeye devam edebilme becerisi; sürdürülebilir performansı geçici çabalardan ayıran en önemli unsurlardan birisi. Dayanıklılık, sorunları yok saymak değil; onları kabul ederken yapıcı tepkiler verebilmektir.

Bunun yanı sıra özmotivasyon ve özyönelim, günümüz çalışma hayatında her zamankinden daha kritik bir rol oynuyor. Dışsal ödüllerin ve güvencelerin giderek azaldığı veya ödül ve güvenceyi tehdit eden rikslerin giderek arttığı  bir ortamda, bireyin kendi içsel itici gücü belirleyici bir konuma geliyor. Kendi yönünü çizebilen; işine olan bağlılığını sürdürebilen; işine ya da organizasyona yaptığı katkıda ve iş sonuçlarında anlam bulabilen profesyoneller, belirsizlikle baş etmede daha güçlüdür. Bugünün motivasyonu; sürekli yüksek bir enerji halinden ziyade, koşullar zorlayıcı olsa bile kararlılıkla ilerleyebilmekte kendini gösteriyor.

Gerek iş dünyasındaki gerekse toplum düzenindeki değişim hızının artması  esneklik ve uyum sağlama becerisini profesyonel etkinliğin tam da merkezine taşıyor. Roller dönüşüyor, beklentiler hızla değişiyor ve yerleşik sanılan çözümler kısa sürede geçerliliğini yitirebiliyor. Öğrenmeye açık kalan, yaklaşımını gerektiğinde revize edebilen ve değişime proaktif biçimde yanıt verebilen çalışanlar, hem daha dayanıklı bir profil sergiliyor hem de uzun vadeli istihdam edilme potansiyellerini güçlendiriyorlar. Esneklik artık değişime verilen bir tepki olmaktan öte, değişimi öngören bir bakış açısı.

Bizlerin de danışman olarak görev aldığımız Değerlendirme Merkezi uygulamaları açısından bakıldığında; dayanıklılık, motivasyon, özyönelim ve esneklik gibi yetkinlikler, zorlu koşullarda başarıyı işaret eden temel göstergeler arasında öne çıkıyor. Şunu da unutmamak lazım; bunlar doğuştan gelen kişilik özellikleri değil; farkındalık, değerlendirme ve bilinçli gelişimle güçlendirilebilen beceriler.

Yeni yılda belki de en anlamlı, en değerli kararımız şu olabilir: Teknik yetkinliklerimize yatırım yaptığımız kadar, içsel kaynaklarımızı da geliştirmeye odaklanmak. Bu yaklaşım, yalnızca bireysel iyi olarak hissetme hâlimizi korumamıza değil; aynı zamanda baskının yüksek olduğu dönemlerde dahi performansımızı sürdürmemize, katkı sağlamamıza ve gelişmeye devam etmemize imkân tanıyacaktr.

Dar zamanlarda gerçek güç, kesinlikten değil; uyum sağlama, dayanma ve bir amaçla ilerleyebilme kapasitesinden doğmaktadır.

Zeynep Çiftçi
Assessment Solutions - Kıdemli Danışman 

Sosyal Medya Hesaplarımızı Takip Edin